Makinelerin, sistemlerin ve mekanik süreçlerin tasarımlarının ve prototiplerinin yapıldığı; test edildiği ve problemlerinin saptanıp çözümlendiği bir mühendisliği disiplini olan Makine Mühendisliği, Türkiye’de en fazla tercih edilen bölümlerin arasında yer alıyor.
Yüksek rekabet oranları, artan kontenjanı ve kontenjan doluluk oranlarıyla dikkat çeken Makine Mühendisliği programlarını tercih etmeyi düşünen adayların, doğru bir tercih listesi hazırlamaları ve kendi performanslarını değerlendirmeleri amacıyla Parlakbirgelecek.com, 2008 ile 2012 yılları arasında, Makine Mühendisliği programlarını kontenjan, kontenjan doluluk oranı ve adaylar arasındaki rekabet gibi çeşitli özelliklerini değerlendirdi.
2008 yılından 2012 yılına kadar Makine Mühendisliği kontenjanında yüksek bir artış görülüyor. 2008 yılında 7.148 olan toplam kontenjan, 2012 yılında 11.347’ye yükseldi. Bu da yıllık ortalama %12’lik bir büyümeye denk geliyor. 2008 yılında 55 üniversitedeki 106 Makine Mühendisliği programı toplam 190.806 kez tercih edilmişken, 2012 yılında 86 üniversitenin 222 programı 260.000’in üzerinde tercih aldı. Son 5 yıl incelendiğinde bölümü tercih eden öğrenci sayısında yıllık ortalama %8’lik bir büyüme görülüyor. Makine Mühendisliği kontenjan artışı, bölümün tercih edilme artışından daha yüksek olmasına rağmen her bir kontenjan için ortalama 23 aday rekabet ediyor
Makine Mühendisliği bölümüne yerleşen öğrenciler, yerleştikleri programa, tercih listelerinde ortalama 10. sırada yer veriyorlar. Son 5 yıllık dönemde her yıl ortalama %96’lık bir doluluk oranına sahip olan bölüme, ilk yerleştirmenin ardından kayıt yaptırmayan öğrenciler toplam kontenjanın ortalama %3’ünü oluşturuyor. Dolayısıyla ek yerleştirmeleri bekleyecek adayların bölüme yerleşme şansları az da olsa bulunuyor.
Makine Mühendisliği bölümüne kayıt yaptıran öğrencilerin başarı sıralamaları incelendiğinde; son 5 yıl içinde en yüksek başarı sıralamasının 2012 yılında olduğu görülüyor. 2008- 2011 yılları arasında en yüksek başarı sırası ilk 1.500 ile 3.000 arasında değişirken 2012 yılında 792 oldu. En düşük başarı sırası ise 450.000lerdeyken 2012’de 228.000’e kadar yükselmiş durumda. Bölümün başarı sıralarının kontenjana göre dağılımı göz önüne alındığında, ortalama bir Makine Mühendisliği adayının başarı sırasında ilk 100.000’lerde yer alması gerekiyor. Bölümün 2012 yılında en yüksek taban puanı 533.792 olurken, kontenjanı dolmayan programlar sebebiyle en düşük taban puanı oluşmadı.
Makine Mühendisliği için devlet ve vakıf üniversiteleri karşılaştırmalı olarak incelendiğinde; devlet üniversitelerinde 6.615 olan kontenjanın 2012 yılında 9.885’e yükseldiği görülüyor. Vakıf üniversitelerinde ise 2008 yılında 533 olan kontenjan, 2012 yılında 1.462’ye çıktı. Makine Mühendisliği bölümünün 2008 yılında büyük bir bölümü devlet üniversitelerinde yer alırken, 2012 yılında vakıf üniversitelerinde artan program sayısı ile, bölümün devlet üniversitelerindeki oranı %88’e düştü. Makine Mühendisliği en yüksek taban puanları, devlet üniversitelerinde 522.094, vakıf üniversitelerinde 533.792 oldu. Devlet üniversiteleri programları arasında en düşük taban puan 213.803 iken vakıf Üniversitelerinde bölümün en düşük taban puanları ise kontenjanı dolmayan programlardan dolayı oluşmadı. Makine Mühendisliği okumayı düşünen adayların devlet üniversiteleri için başarı sırasında ortalama 100.000’lerde; vakıf üniversitesi düşünen bir adayın ise 140.000’lerde olması gerekiyor.
Makine Mühendisliği programlarında vakıf üniversitelerinin burs oranlarına göre taban puanlarında büyük farklılıklar görülüyor. Tam burslu programların taban puanları birçok devlet üniversitesi ile rekabet ediyor. Son 2 yıldır, bölümün en yüksek taban puanlarını vakıf üniversitelerinin tam burslu programları oluşturuyor. Tam burslu programlarda yüksek bir rekabet görülmesine rağmen, %75, %50 ve %25 burslu programlar, tam burslu programlara yerleşemeyen adaylar için çok sayıda alternatif sunuyor.
2012 yılında, burslu programların taban puan aralıkları değerlendirildiğinde; %100 burslu programların taban puan aralığı 296.024 ile 533.792 arasında değişirken %75 burslu programların taban puan aralığı 275.641 ile 437.725 ve %50 burslu programların taban puan aralığı 202.077 ile 469.339 arasında değişiyor. %25 burslu programların en yüksek taban puanı 421.665 ve burssuz programların en yüksek taban puanı 420.045 oldu; fakat kontenjanı dolmayan programlardan dolayı en düşük taban puanları oluşmadı. Başarı sıralarına baktığımızda tam burs arayan adayların ilk 700 ile 128.000 arasında olmaları gerekiyor. Burssuz Makine Mühendisliği programlarında başarı sıraları ise 41.000 ile 227.000 arasında geniş bir yelpazeyi kapsıyor.
Makine Mühendisliği programı taban puanları ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve tüm programların listesi için Parlakbirgelecek.com’da Makine Mühendisliği Taban Puanları analizi yazımızı okuyabilir; program ve kariyer seçeneklerini tanımak için Makine Mühendisi profilini ve üniversite eğitimi hakkında daha detaylı bilgi edinmek için Makine Mühendisliği Ana Dalı profilini inceleyebilirsiniz.
RIA Novosti’nin haberine göre, Varşova Üniversitesi öğrencileri tarafından üretilen ve "Eco-car" adı verilen otomobil, bu performansıyla çevreci araçlar arasında en az yakıtla en fazla mesafe kat eden otomobil oldu.
Polonya hükümeti, şimdilik deneysel olarak üretilen çevreci otomobilin gerekli araştırma ve ön çalışmaların tamamlanması halinde seri üretime geçebileceğini açıkladı.
Uçakların havaalanlarında indikten sonra terminal binasına yanaşırken ve kalkış için piste giderken motorlarını çalıştırmasına gerek bırakmayacak tekerlek sistemi geliştirildi.
Die Welt gazetesinin haberine göre, Alman Hava ve Uzay Merkezi (DLR) Teknik Termodinamik Enstitüsünde görevli mühendis Josef Kallo ve ekibi, çok sayıda havayolu şirketi, havalimanı işletmecisi ve özellikle havaalanı yakınında oturanların hayalini gerçekleştirerek, iki elektrik motoruyla çalışan uçak tekerlek sistemini hayata geçirdi.
Saatte 15 kilometre hıza kadar ulaşan tekerlekler sayesinde motorların kullanılmaması sadece gürültüyü engellemedi; aynı zamanda egzoz gazının yarattığı kirliliği de ortadan kaldırdı. Sistemin, uçakların neden olduğu, havayı kirleten emisyonun yüzde 17-19 oranında azaltacağı hesaplandı.
Elektrikli tekerlekler sayesinde pilot inişten hemen sonra uçağın dev motorlarını kapatabiliyor. Terminal binasından ayrılan uçak da kalkış pistine kadar hiç motorlarını çalıştırmadan gidebiliyor.
Türk mühendisleri mini insansız uçak geliştirdi. Mühendislerimizin bu çalışması TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi'nde gerçekleşen 10. Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı'nda (IDEF'11) sergileniyor.
AEROSEEKER adı verilen ilk Türk yerli yapım dört pervaneli insansız hava aracı, Batı ülkelerinde üretilen benzerlerinden daha ucuz olması ve havada daha uzun süre kalabilmesiyle ayrılıyor. Bin 100 gram ağırlığındaki hava aracı, 500 gramlık yük taşıma kapasitesine sahip ve 2 bin 700 metre yüksekliğe çıkabiliyor. EROSEEKER, 10 kilometre mesafeden kontrol edilebiliyor.
Güvenlik kuvvetlerinin güvenlik amaçlı kullanımının yanı sıra orman yangınları ve çığ kontrolü gibi alanlarda yararlanabilecek hava aracı, çektiği görüntüyü anında kontrol paneline iletiyor. Operatör, görüntüyü özel bir gözlük sayesinde izleyebiliyor ve başını hareket ettirerek, hava aracındaki kamerayı da yönlendirebiliyor.